1 Ağustos 2009 Cumartesi

"SUSAMIŞLIK VE BAŞARI" GELİYORUZ!!!

Herşey Ali Sami Yendeki o geceyle başlamıştı. Küme düşeceği belki de o zamandan belli olan Körfez ekibi Galatasarayımızı kendi mabedimizde 5lemişti. Bugünün ilk adımı belki de o zaman atılmıştı. O an herşeye karar verilmişti belki de artık amaç günü kurtarmak olmayacaktı amaç geleceği kurtarmak olacaktı ve gidipte yabancı bir teknik direktörle anlaşmak yerine belki de gelecekte iyi bir tecrübe kazandıktan sonra takımın başına gelmesi planlanan büyük kaptanla anlaşılmıştı. Bülent Hoca’nın gelişinden sonra bir türlü dikiş tutturamadık ve hepimiz belki de bu günlerin gelmesini bekliyorduk. Sezonu ummadığımız bir yerde bitirdik en kötüsü de buydu belki ama birşeyler ters gitmişti bu yıl gerçekten ya da hiçbirşey doğru gitmemişti diyelim. Ama belki de bu yeni bir başlangıcın ayak sesleriydi.
5 Haziran günü açıklandı kıvırcık saçlı futbol ustasının Florya’nın tek patronu olacağı. Sevindirici haber bununla bitmiyordu artık tüm dünyanın tanıdığı bir teknik direktörümüzün yanında yine tüm dünyanın tanıdığı asistanımız ve fizyoterapistlerimiz vardı. Derwallden sonra klübümüzde ikinci bir efsane vardı artık. İstanbul’a gelişine ilk antrenmanına çıkana kadar belki de kimse inanmıyordu onun Galatasarayımıza geldiğine (ben dahil). Galatasaray’a gelişiyle tüm camiayı inanılmaz sevindirmişti. Kötü bir dönem yaşayanlar buluşmuştu belki de.
Galatasaray ve Rijkaard.. Birisi herkesin favorisi olmasına rağmen ligi umduğundan çok geride bitirmiş, türkiye kupasında erkenden elenmiş ve Avrupa’da gönüllerimizin favorisi olmasına rağmen şanssızlıkla elenmişti. Diğeri ise dünyanın en büyük takımından (!) gönderildikten sonra hayatında çalkantılı bir döneme girmiş ve kendisini uzun zamandır toparlayamamıştı. İkisini de bu durumlarından kurtaracak tek şey vardı o da futbol. Nihayet buluştular ve yola birlikte en güzel şekilde başladılar. Yeni bir sistem yeni bir kadro yeni bir teknik heyet yeni bir taraftar kısacası yeni bir camia vardı artık. Tek amaçları Galatasaray olan başarı olan yeni bir camia. Bunu Kazak temsilcisine karşı oynadığımız ikinci maçta fazlasıyla görüyorduk tek yürektik mabedimizde. O gün statta çok iyi bir futbol izleyemedim ama birbirine kenetlenmiş müthiş bir camia gördüm. Daha 19una yeni basmış bir çocuk taraftarı önündeki ilk maçına çıkıyor ve oynadığı bölgenin arkasındaki tribündeki pankartı görüyordu. Kimbilir nasıl bir mutuluktu bu onun için. En küçüğünden en büyüğüne kadar herkesi sahiplenmişti zaten taraftar ve büyük başarılar da ancak böyle gelebilirdi.
Bütün bunları anlatmamın sebebi dün gece ve Elano transferi aslında. Hani dedim ya demin belki saha da iyi futbol yoktu ama müthiş bir camia vardı diye dün gece ise maçın İsrail’de olmasına rağmen müthiş bir camia müthiş bir futbol ve müthiş bir transfer haberi vardı. Rakip ne kadar zayıf olursa olsun futbolcular yeni sisteme yavaş yavaş alışmaya başladıklarının sinyalini veriyor taraftar mesafe tanımaksızın İsrail’e gidip ev sahibi takımdan daha fazla takımını destekliyor Brezilya milli takımının yıllarca formasını giymiş dünyaca ünlü bir yıldız ise yeni takımına gelmek için hazırlanıyordu. Hani 2000 ruhu diyoruz ya işte o fazlasıyla geri geliyordu artık. Dün gece bunların hepsinden fazlasıyla örnekler vardı. Takım içi yardımlaşma Rijkaard’ın 90 dakika uyarılarda bulunması ve taraftarın müthiş desteği.
Artık inancım daha da güçleniyor susamışlığımız bitecek artık buna daha fazla inanıyorum. Biz zaten bu başarıları hakettik kazandık ve daha büyük başarılara ulaşmak istiyoruz artık. Her türlü hamlemiz de bu adıma uygun bize tek şey kalıyor artık Galatasarayımızı her zaman desteklemek. Her adımda onun yanında olmak.
SUSAMIŞLIĞIMIZ BİTİYOR ARTIK BAŞARI GELİYOR BİZ GELİYORUZZZ…

1 yorum:

  1. bu sene şampiyon cimbom, Hasan&Namık&Sercan kardeslerden herkese selamlar

    YanıtlaSil